TÜRK HUKUKU VE AİHM KARARLARI DOĞRULTUSUNDA ADIN KORUNMASI
Kurucu Avukatımız İrem KAPAR ERSEVER tarafından kaleme alınan makalede; Türk Hukuku bakımından ad kavramı, adın türleri ve adın korunması ile kısaca adın değiştirilmesi incelenmiş, Türk yargısına ve Avrupa İnsan Hakları mahkemesine taşınan uyuşmazlıklara ilişkin bazı örnek kararlarla konu açıklanmaya çalışılmıştır
İsmin(adın) korunması Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiş ve koruma altına alınmıştır. Kanun koyucu ad üzerindeki hakkın korunmasının kişilik haklarından olması dolayısıyla ilgili düzenlemeye Türk Medeni Kanunu’nun kişiler hukuku kısmında yer vermiş, ayrıca ad Soyadı Kanunu bakımından yapılan düzenlemeyle de kanunda yer almış bulunmaktadır.
Türk ve İsviçre hukuklarında, Alman hukukunda da olduğu gibi ad üzerindeki hak “kişilik hakkı olarak kabul edilmektedir. Kanun koyucu kişilerin adının önemi gereği korunmasına da önem atfederek kişilik hakları bakımından değerlendirmiş ve koruma altına almıştır. Her kişinin bir diğerinden ayrılmasına yarayan adı ve aile bağını gösteren soyadı bulunması gerekmektedir. Bu bağlamda adla birlikte soyadı ve kişilerin gerçek adları dışında kullanmayı tercih ettikleri, takma adlarda ad hakkının kapsamında korunmaktadır.
Adın değiştirilmesi, ancak haklı sebeplere dayanılarak hâkimden istenebilir. Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve ilân olunmaktadır. Adın değiştirilmesinden zarar gören kimse değiştirme kararının kaldırılmasını değiştirmeyi öğrendiğinden itibaren bir yıl içerisinde dava edebilmektedir.
Adının kullanılması çekişmeli olan kişi, hakkının tespitini dava edebilir. Adı haksız olarak kullanılan kişi buna son verilmesini; haksız kullanan kusurlu ise ayrıca maddî zararının giderilmesini ve uğradığı haksızlığın niteliği gerektiriyorsa manevî tazminat ödenmesini isteyebilmektedir. Tazminat talepleri bakımından kusur aranmaktadır. Ayrıntılı bilgi için makaleyi inceleyebilirsiniz.