EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELDEN SARSILMASI

EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELDEN SARSILMASI HALİNDE KUSURUN TMK MD 166/1 VE 166/2 YE GÖRE HAKİMİN KARARINA ETKİSİ

Kurucu Avukatımız İrem Kapar ERSEVER’in kaleme aldığı makalenin konusu kısaca genel boşanma sebeplerinden evlilik birliğinin sarsılması, itiraz hakkı ve evlilik birliğinin sarsılması boşanma sebebi açısından kusur ve kusurun hangi aşamada değerlendirilmesi gerektiğine ilişkindir. Ayrıntılı bilgilere ulaşmak ve makaleyi incelemek için tıklayınız.

Evliliğin toplumun yapı taşı olduğu kuşkusuzdur. Evlilikte yaşanan sorunların ailedeki üyelerden başlamak üzere toplumsal düzen ve yapıyı etkileyeceği ve bu sebeple evliliğe ilişkin düzenlemelerin kamu düzeni ile ilintili olduğu açıktır.

Ülkemizde gerçekleşen boşanmaların birçoğu eski ismi ile “şiddetli geçimsizlik” , Türk Medeni Kanunu md. 166’da düzenlenen yeni ismi ile “ evlilik birliğinin temelden sarsılması “na dayanmaktadır.

Evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı noktasında hâkimin takdir yetkisi olmakla beraber boşanma davasının açılabilmesi için mahkemece aranacak şartlar kanun maddesinden de anlaşılacağı üzere; evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve ortak hayatın çekilmez hale gelmiş olmasıdır. Sacın iki ayağından birini evlilik birliğinin temelden sarsılması , ikincisini ise ortak konutun çekilmez hale gelmesi oluşturur.

Eşler arasında evliliği sürdürme konusunda ruh ve istek kalmamışsa, aralarındaki anlaşmazlık onlardaki istek, evlilik ruhu ve bilincini söndürmüşse, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olduğu sonucuna varılması gerekmektedir.

Ortak hayatın çekilmez hale geldiğini ise hakim hayatın olağan akışına göre değerlendirir. Çekilmezliğin mutlaka her iki eş için de söz konu olmasına gerek yoktur; ortak hayatın eşlerden sadece birisi için çekilmez hale gelmiş olması yeterlidir.

Evliliğin sarsılması halinde dava açabilme hakkı, eşlerden birinin kusursuz olması şartına bağlanmış değildir.

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmada, tarafların ne sebeple ne kadar sorumlu olduğu önem taşımamaktadır. Önemli olan temelinden sarsılmış bir evliliğin, taraflardan en az biri için sürdürülemez nitelikte olmasıdır. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle önüne gelen boşanma davasında hâkim kusurdan bağımsız bir şekilde öncelikle evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığını takdir etmelidir. Kusur odaklı bir değerlendirme ve devamında sorumluluk, boşanmanın fer”i sonuçlarında ele alınmalıdır. Davacının tam kusuru, talep edilen tazminatların belirlenmesinde ve nafakanın takdirinde dikkate alınması gerekmektedir. Ayrıntılı bilgiye makaleden ulaşabilirsiniz.